DEVAMINI OKU[Kod-Blog-Icerik]
Tehdit suçu; Kanunumuzun “Özel Hükümler” başlıklı ikinci kitabının, ‘Kişilere Karşı Suçları” düzenleyen ikinci kısmının, “Hürriyete Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiştir.
Türk Ceza Kanununun “Tehdit” başlıklı 106. Maddesinde:
“1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Mal varlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya mal varlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.”
Tehdit, çoğu zaman başka bir suçun unsurunu oluşturmaktadır. Ancak, bu suç tanımında, tehdidin kendisi bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır.
Maddede belirtilen tehdit suçu “Mağdurun karar veya hareket hürriyetini tehlikeye koyan bir fiildir.” ( Gözübüyük II Mukayeseli Türk Ceza Kanunu Açıklaması, s. 507)
“Tehdidin özelliği, kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin, tehdit edenin iradesine bağlı olmasıdır. Tehdit konusu kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmemesi, gerçekten veya en azından görünüş itibarıyla failin takdirine bağlıdır. Fakat bu, kötülüğün mutlaka tehdit eden tarafından gerçekleştirileceği anlamına gelmez; bir üçüncü kişi vasıtasıyla bu kötülüğün gerçekleştirileceğinin bildirilmesi ile de, tehditte bulunulabilir.”
Maddenin ikinci fıkrasında tehdidin daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri gösterilmiştir. Bu hâller, tehdidin kapsadığı korkutma gücünün ciddiliği ve yoğunluğu hususunda mağdurda ciddi kaygılar meydana getirmeye elverişli durumlardır.
Maddenin üçüncü fıkrasında, tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya mala zarar verme suçunun işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı cezaya hükmedileceği belirtilmiştir.
Tehdit Soyut Tehlike suçudur. Tehditte mağdur üzerinde gerçekleştirilecek zararı, tehdit eden kişi tarafından oluşturulacağı iddia edilmektedir. Fail mağduru ağır ve haksız bir zarara uğratacağını bildirmektedir.
Suçun Faili herkes olabilir. Suçun Mağduru herkes olabilir. Mağdurun belli bir kişi olması gerekmektedir. Muhatabı belli olmayan tehdit eylemleri suç teşkil etmez.
Tehdit; Mağdurun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe oluşturmaya elverişli olmalıdır. Mağdurun korku ve endişeye düşmesi ile suç oluşmuş olur.
“Tehdit içerikli beyanları doğrulayan tanık ifadelerine neden itibar edildiği kararda belirtilmeli, ayrıca tehdidin olayın vuku bulduğu hal ve şartlar altında katılanda ciddi bir korku yaratmaya elverişli olup olmadığı araştırılmalı, kavga sırasında tehdit içerikli sözlerin tehdit iradesi taşımadığının kabulünün yasal olmadığı gözetilmelidir.”
“Kavga sırasında öfkeyle söylenen sözlerin tehdit suçu oluşturmayacağı şeklindeki düşüncenin doğru olmadığını, her somut olayda, olayın kendine has özelliklerine göre sarf edilen sözlerin incelenmesi gerekmektedir.” (Yargıtay 2. C.D. 2007/6485 E.,2007/9889K. İçtihat)
· Suçla korunan hukuki yararı ihlal etmeye objektif olarak elverişli (ciddi) olması yeterlidir.
· Ayrıca mağdur üzerinde korkutucu etki yaratması aranmadığı gözetilmelidir.
· Tehdidin ciddi olup olmadığı değerlendirilmelidir.
· Eylemin işlendiği ortama, olaya özgü koşullara, tarafların bedensel ve ruhsal durumlarına göre, tehdit edici sözün, gerçekleşme olasılığı ve mağdurun iradesini etkileme derecesi ölçüleri içinde tartışılıp değerlendirilerek,
Suçun oluşup oluşmadığı değerlendirilir.
Tehdit suçu, Türk Ceza Kanunu’ nda “Hürriyete Karşı Suçlar” arasında yer almıştır. Tehdit, mağdurun iç huzurunu bozan ve güvenlik duygusunu zedeleyen bir fiildir.
Tehdit konusu eylemler henüz gerçekleşmemiş eylemlerdir. Mağdur, ileride gerçekleşecek bir kısım saldırılardan bahisle korkutulmaktadır.
Suçun temel şekline nazaran cezanın arttırılmasını gerektiren nitelikli halleri bulunmaktadır.
TCK’ nın 106. maddesinin 2. fıkrasında:
“Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
A)TEHDİDİN SİLAHLA İŞLENMESİ:
Tehdidin silahla işlenmesi cezayı arttırıcı nitelikli bir unsurdur. Silah mağdur üzerinde oldukça etkili bir korku oluşturmaktadır. Failin yanında silah bulunması yeterli değildir, ayrıca suçun icrasında da silah kullanılmış olmalıdır.
Kanun'un 106. maddesinin gerekçesinde,
Tehdit suçunda kişilerin huzur ve sükûnu ile karar verme ve hareket etme hürriyeti korunarak kişilerde güvensizlik duygusunun meydana gelmesinin engellendiği,
Suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâllerinde tehdidin kapsadığı korkutma gücünün ağırlığı ve yoğunluğu nedeniyle mağdurda ciddi kaygılar meydana geldiği
ve suçun silahla işlenmesi hâlinde meydana gelen korkunun çok daha yoğun ve kolay olacağı belirtilmiştir.
Silahla tehdit suçunun oluşabilmesi için silahın, bizzat mağdur tarafından görülebileceği, hissedilebileceği, tehdidin mağdurun üzerindeki etkisini artıracak biçimde teşhiri veya kullanılması gerekir.
B)Kişinin Kendisini Tanınmayacak Bir Hale Koyarak Tehdit Suçunu İşlemesi
Mağdurun, faili belirlemesini zorlaştırdığından kişinin kendini tanınmayacak hale getirerek tehdit fiilini işlemesi cezanın arttırılmasını gerektiren nitelikli bir unsurdur. Bu nitelikli hal yüze karşı yapılan tehditler yönünden geçerlidir.
C)Tehdidin İmzasız Mektupla işlenmesi:
İmzasız mektupla işlenen tehdit, mağdurun iç huzurunu fazlasıyla olumsuz olarak etkileyeceği için cezanın arttırılmasını gerektiren nitelikli bir unsur olarak düzenlenmiştir. Tehdidin kim tarafından gerçekleştirildiği mağdur tarafından bilinmemektedir.
D) Tehdidin Birden Fazla Kişi Tarafından Birlikte İşlenmesi:
Tehdidin birden fazla kişi tarafından işlendiğinde mağdurun kendini koruma imkanı azalmaktadır.
“Maddede geçen birden fazla kişi teriminden anlaşılması gereken iki ve daha fazla kişidir. Bu nitelikli halin uygulanması için birden fazla kişinin suçun icra hareketlerini müşterek fail olarak sorumluluğu gerektirecek şekilde birlikte gerçekleştirmiş olması gerekir. Birlikte ifadesiyle her ikisinin de bu olaya asli fail olarak katılması ve birlikteliğin korkutucu gücünü mağdura yansıtmış olmaları gerekir. Yüze karşı tehditte birlikteliğin gerçekleşmesi için her iki failin de bizzat olay yerinde olması gerekir.” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/35K).
E) Tehdidin Var Olan Veya Var Sayılan Suç Örgütlerinin Oluşturdukları Korkutucu Güçten Yararlanılarak Gerçekleştirilmesi:
Tehdidin var olan veya varsayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak gerçekleştirilmesi mağdur da psikolojik baskının yoğunluğunu arttırır. Örgütün niteliği önemli değildir. (dini, siyasi…) Örgütün isminin kullanılması suçun oluşması için yeterlidir.
Tehdit suçu kasten işlenebilen bir suçtur.
Tehdit suçunda, suç işleme kararıyla değişik zamanlarda aynı kişiye karşı birden fazla işlenirse, zincirleme suç oluşur. (TCK madde 43/1)
AVUKAT ASİLE BETÜL YAYLA
İLETİŞİM: 05323806144
Asile Betül Yayla Hukuk Bürosu © Copyright 2019 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir
DEVAMINI OKU[Kod-Blog-Icerik]